Canan
KULAKSIZ
Şehit Düştüğü Tarih: 15 Nisan 2001
Şehit Düştüğü Yer: İstanbul, Küçükarmutlu
Doğduğu Tarih: 17 Kasım 1981
Doğduğu Yer: Rize
Mezar Yeri: Rize Merkez Dağsu Mahallesi Aile Mezarlığı
F
Tipi Hapishanelere ve tecrit zulmüne karşı dışarıda ölüme yatıp Gülsüman Dönmez’den sonra ölümü
kucaklayan ikinci direnişçi oldu. İzmir’de başladığı direnişin 137’inci gününde
İstanbul-Küçükarmutlu’daki direniş evinde şehit
düştü.
“Genç ve Onurlu Bir Yaşam”
evet, onu en iyi özetleyen
cümlelerden biri budur.
Canan Kulaksız 17 Kasım 1981
yılında Rize’de doğdu. Ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. İlkokulu Rize’de,
orta ve liseyi İstanbul-Esenyurt’da okuduktan sonra
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji bölümünü kazandı. Halen aynı okulun
birinci sınıfında öğrenciydi.
Gençliğin akademik-demokratik
mücadelesinde yer alırken diğer yandan okulun kapalı olduğu dönemde Ege TAYAD’da çalıştı. Yani o hem TAYAD’lı, ve aynı zamanda
Dev-Gençliydi. F tipi saldırısı başladığında dışarıda İzmir’de Ölüm orucuna
başladı. Kardeşi Zehra da İstanbul’da TAYAD’lıların
yaptığı ölüm orucu eylemindeydi. Bir süre sonra Canan da İstanbul’a geldi ve Küçükarmutlu’nun yoksul gecekondu evinde ablası Zehra’yla
birlikte ölüm orucunu sürdürdü.
İki kız kardeş, aylar süren ölüm
orucu yolculuğunu yanyana, el ele, yürek yüreğe
birlikte sürdürdüler.
Amcası Tekirdağ F tipinde
tutsaktı. Canan, sadece amcası değil, yüzlerini bile görmediği bütün tutsaklar
için, tüm halkın hak ve özgürlükleri için şehit oldu.
Sakin, sessiz ve mütevazi kişiliği ile herkesin sevgisini kazanan Canan,
nasıl bir yaşam istediğine ilişkin bir konuşmasında, öyle
bir hayat var mı bilmiyorum ama sakin sessizlik hüküm sürse yaşantıda
diyordu. Sakin ve sessizce gitti. Bu sakin ve sessiz ölüm, bir çığlıktır aslında.
Bir kasırgadır, yürekleri, beyinleri sarsan bir deprem...
***
Canan'ın direniş günlerindeki
Mektuplarından:
Merhaba canım Amcam,
Dağlar, denizler, ayrılıklar,
hasretler girse de aramıza, biz beraber soluk aldıkca,
beraber sevinip, beraber direndikçe hiç ayrı düşer miyiz? Dişimizi tırnağımıza
takarız da, günümüzün gelmesini bekleriz.
Mevsimin tüm
güzelliklerinin yaşandığı şu günlerde payımıza düşen açlık ve ayrılık. Ama
bu çekilenler baharı getirecekse yurdumuza, çekilmeye değmez mi?
Hepinizi hasretle kucaklıyorum.
Yaklaşan bayramla olmayacak düğünümüz, ama bir halkın haklılığına yakışacak
kadar görkemli ve hakkedilmiş olacak. Ne mutlu ki,
bizim de emeğimiz olacak bu kazanımlarda. Bunun gururu da başımızı daha dik
yapacak.
Hoşçakal
Canan
21.02.2001
Merhaba Amca
Az önce ablam ve babaannemle
konuştum. Görüşünden yeni gelmişler. İyi olduğunu söylüyorlar kısaca. Her ne
kadar görüşmek şimdilik mümkün olmasa da yüreğimiz bir atar nasıl olsa. Bizim
direnişimizin de 54. günü. Biraz buraları anlatayım istersen. Ziyaretcilerimiz var, onlarla sohbet ediyoruz bol bol. Bazen hiç beklemediğimiz konuklarımıza şaşıyoruz bile.
Gazeteleri ve TV’leri takip ediyoruz düzenli. Mektup yazıyoruz bol bol hapishanelere. Ben Hikmet abiye, Haydar’a ve sana
yazmıştım. Ama galiba sana ulaşmadı mektubum.
(...)
Asıl benim anlatacak çok şeyim
vardır. Diğer cezaevlerinden mektuplar alıyoruz.
Zaferden sonra konuşacağımız ne
kadar çok şey var değil mi amca? Ne kadar çok şey öğrendim bu direnişte. Bayağı
güzel paylaşımlar yaşadım...
22.02.2001
Canan
Merhaba ...
(...) “iyidirler” bizim için pek birşey açıklıyor olmasa da idare ediyoruz işte. Bir de şu
bildiğiniz gibi diyorlar ya. Allah aşkına diyorum yer gök birbirine karıştı
hala bildiğimiz yanı mı kaldı bu işin. Hele operasyon sonrası
üç gün. Belirsizlikti en kötüsü. Kim nerede, yaşıyor mu, sakat mı? Ömrümüzdan yedik. o günlerde.
... paylaşımlarımız,
konuştuklarımız güç veriyor o an. Gözyaşlarım ağlamaktan utandıkları için taş
kesiliyor akmıyor. Demem o ki.. o
kadar çok şey öğrendim bu süreçte. Ayrılıkların, ölümlerin, hasretlerin, öfkenin
en büyüğünün yaşandığı aylar süren koca zorlu bir süreç. Ama biliyoruz ki,
zafer günü papatyalar bizim için açacak. İşte biz o gün birbirimizi görmesek de
hep beraber olacağız...
16.02.2001
Canan
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...
Yoldaşları, yakınları Canan Kulaksız’ı Anlatıyor: